logo
 


 
Atatürk hocaları astı mı?

Atatürk hocaları astı mı?

ATATÜRK HOCALARI ASTI MI?
Yusuf Reşit Beyazal No:6 22 Aralık 2022 Perşembe Rize 2022 ©


Atatürk hocaları astı mı? Gizli tarih şimdi başlıyor. Atatürk hocaların kafalarını kestirdi mi? Bu soru bu sıralarda bana çok soruluyor. Peki gerçek nedir, gelin birincil kaynaktan bu hakikatleri sizlerle paylaşalım. Öncelikle Türk tarihiyle ilgili bir gerçeğin üzerinden teyit etmiş olalım. Bizim Türkler 16 tane devasa imparatorluk kurmuş bir millettir. Biz bu 16 devleti kurduktan sonra 16 devleti de kaybettik. Nasıl kaybettik, iki ana sebepten ötürü kaybettik. Milli ve manevi kimliklerimizi kaybettiğimiz için biz bu imparatorlukları, biz bu devletleri kaybettik. Göktürkler, Hunlar, Karahanlılar, Gazneliler, Selçuklular, 16 Türk devletinin hepsinin isimlerini sayacak değilim. Bunlar bizim imparatorluklarımızdı bunları kayıp ettik. Milli kimliğini kayıp eden milletler yok olmaya mecburdurlar, dini kimliğini kayıp eden milletler yine yok olmaya mecburdurlar. İşte bu dini kimliğimize yapılan taarruzların bir örneğini sizlerle paylaşacağım. Hocalardan bahsedeceğim, gerçek hocalardan, bir de hoca kılıklı, hoca görünümlü kişilerden bahsedeceğim. 
 
Kaynağımız Hoş Geldin Atatürk kitabı. Bu kitapta çok önemli bir konu geçiyor. Konuyu bahseden kişi Hilmi Mısır. Hilmi Mısır dedesi Mehmet Mısır efendinin anılarından bahsediyor. Mehmet Mısır efendi Selanik [1] doğumludur. Atatürk'ün doğduğu memleketten doğumlu. Aynı zamanda Atatürk'ün annesi Zübeyde Hanım'la da akrabadır Mehmet Mısır efendi. Osmanlı döneminde askerlik görevinde bulunuyordu. Mehmet Mısır efendi şimdiki Mısır ülkesinde de askerlik yaptığı için soyadı kanunundan sonra Mısır soyadını aldı. İşte bu Mehmet Mısır efendi kendi torunlarına mühim bir olayı anlatıyor. Ben kitaptan harfi harfiyle bu olayı sizlere nakledeceğim.
 
Cumhuriyet kurulduktan sonra Atatürk'e Anadolu'dan hocalarla ilgili şikayetler geliyormuş. Atatürk, hocaları Ankara'ya çağırtmış. Dedem (yani Mehmet Mısır efendi) hocalar geldiğinde Atatürk'ün yanındaymış. Dedeme Kur'an-ı yere koymasını söylemiş Atatürk. Dedem de, 'Paşam nasıl olur?' dediğinde Atatürk söylediğini tekrar etmiş. Dedem Mehmet, Kur'an-ı Kerim'i yere koymuş. Atatürk, hocalara, 'Kur'an-ın üstünden atlayın. Atlamayanın kellesi gider' demiş. Daha sözü biter bitmez koyunun çitten atladığı gibi tek tek atlamışlar Kur'an-ın üstünden, atlamayan 4 yada 5 kişi kalmış. Atatürk onlara neden atlamadıklarını sormuş. Kur'an-ın üstünden atlamayan hocalar şu cevabı vermişler: 'Paşam bizi asar mısın, keser misin bilmeyiz. Ne yaparsan yap biz Allah'ın Kitabını çiğnemeyiz'. Atatürk bu cevabı veren hocalara, 'siz şöyle durun' demiş. Diğerlerini göstererek yaverlerine Kur-an'ın üstünden atlayanların hepsinin öldürülmesini istemiş ve şu tarihi sözü söylemiş: 'bugün Allah'ın Kitabını gözünü kırpmadan hiçe sayanlar, yarın bu vatanı haydi haydi satar'.[2]
 
Bakın Atatürk'ün söylediği çok veciz bir söz. Atatürk sahte hocalarla gerçek hocaları ayırt etmek için Kuran-ı ortaya koyuyor ve bu Kuran ile hoca kılıklı insanların foyası ortaya çıkıyor. Bize yıllarca Atatürk'ü yanlış anlattılar, yıllarca Atatürk'ün aleyhinde konuşanları örnek olarak gösterdiler. Bu konuda hepimizin tövbe istiğfar [3] etmesi gerekiyor. Atatürk gerçek hocalara değer verdi, ama hoca kılıklı sahtekarlara, hoca görünümlü müsaade etmedi. Niye, sebebi şudur. Dini kimliğini kayıp eden milletler yok olmak zorundadır, milli kimliğini kayıp eden devletler yıkılmak zorundadır. 16 imparatorluğun yaşadığı kaderi yaşamamak için, sahte hocalarla gerçek hocaları ayırt etmemize Atatürk Kuran'la birlikte vesile oldu.
 
Her araştırmamızda olduğu gibi bu toprakların hak dostlarından beyitlerle tamamlayacağız. Eşrefoğlu Rumi Hazretleri der ki:
 
Ey Hevasına [4] tapan 
Tövbeye gel tövbeye
Hakk'a tap Hak'dan utan
Tövbeye gel tövbeye
 
Nice nefse uyasın
Nice dünya kovasın
Vaktidir uzanasın
Tövbeye gel tövbeye
 
Nice beslersin teni
Yılan çıyan yer anı
Ko [5] teni besle canı
Tövbeye gel tövbeye
 
Sen teni sandın seni
Bilmedin senden seni
Odlara [6] yakdın canı
Tövbeye gel tövbeye
 
Sen dünya perest oldun
Nefsin ile dost oldun
Sanma dirisin öldün
Tövbeye gel tövbeye
 
Gör bu mü'ekkelleri [7]
Yazarlar hayru şerri
Günahdan olgıl beri
Tövbeye gel tövbeye
 
Bir sonraki araştırmada buluşmak dileğiyle hepinizi Yüce Mevla (cc)'ya emanet ediyorum.
 
[1] Selanik / سالونيك : Balkanlarda müslüman çoğunluğun bulunduğu eski Osmanlı kenti. Şimdilerde kent Yunanistan
siyasi sınırları içerisindedir.
[2] Prof. Dr. Haydar Baş, Hoşgeldin Atatürk Kitabı İcmal Yayıncılık, 2. Baskı Kasım 2017 Ankara, S:42.
[3] Tövbe İstiğfar / استغفر الله : Estağfirullah, Kişinin günahlarının bağışlanması için Allah (cc)'tan af dilemesi
[4] Heva : Nefsin kötüye yönelmesi
[5] Ko : Bırak, Koy
[6] Od : Ateş
[7] Müekkel : Kuvvetli, sağlam

İçerik etiketleri

Atatürk hocaları astı mı Atatürk hocaların kafalarını kestirdi mi Göktürkler Hunlar Karahanlılar Gazneliler Selçuklular 16 Türk devleti Hoş Geldin Atatürk kitabı Hilmi Mısır Mehmet Mısır efendi Selanik Atatürk Zübeyde Hanım soyadı kanunu Kur'an-ın üstünden atlayın Atlamayanın kellesi gider bugün Allah'ın Kitabını gözünü kırpmadan hiçe sayanlar yarın bu vatanı haydi haydi satar sahte hocalar gerçek hocalar yarın bu vatanı haydi haydi satar tövbe istiğfar hoca kılıklı sahtekarlar Eşrefoğlu Rumi استغفر الله yunanistan Estağfirullah سالونيك Heva Ko Od Müekkel
YUSUF REŞİT BEYAZAL KİMDİR?

Yusuf Reşit Beyazal 20 Temmuz 1982 tarihinde Ardeşen'de dünyaya geldi. Yusuf Reşit Beyazal baba tarafından büyükdedesi Hanefi Fakihi Molla Mehmet (Beyazali) Efendi'nin, dedesi Molla Osman Efendi'nin, anne tarafından büyük dedesi Balkan Savaşları Şehidi Hafız Ömer Nuri (Çilli) Efendi'nin torunudur. Yusuf Reşit Beyazal, Osmanlı Mebusan Meclisi üyeliği, TBMM üyeliği ve Lozan Antlaşması heyetinden Ahmet Muhtar Çilli ile aynı asilzade soydan gelmektedir. İstiklal Marşı yazarı, İttihat ve Terakki Cemiyeti üyesi, aynı zamanda Kur'an Hafızı olan Mehmet Akif Ersoy ile aynı Arnavut kabilesinden olan Arnavutzade Meryem Hatun'un büyükanne anne tarafından torunudur. Büyükbaba anne tarafından ise Batumoğlu Nuriye Hatun'un torunu olan Yusuf Reşit Beyazal, hem anne hemde baba tarafından soylu bir ailenin evladıdır. Yusuf Reşit Beyazal ilk öğrenimini Ardeşen Kurtuluş İlkokulu'nda, orta öğrenimini Ardeşen İmam Hatip Ortaokulu'nda tamamladı. Lise öğrenimini Ardeşen İmam Hatip Lisesi'nde devam ederken 28 Şubat (28 Şubat 1997) sürecinden ötürü İmam Hatip Lisesi'ni bırakıp düz liseye geçmek zorunda kaldı ve Rize'de lise eğitimini tamamladı. Askerlik görevini İstanbul Kartal 2. Zırhlı Tugayı'nda yaptı. Üniversite eğitimlerini sırasıyla Eskişehir Anadolu Üniversitesi İktisat Fakültesi Kamu Yönetimi Lisans (Kaymakamlık), Eskişehir Anadolu Üniversitesi Adalet Önlisans (Hukuk), Erzurum Atatürk Üniversitesi Reklamcılık Lisans, İstanbul Üniversitesi Tarih Lisans bölümleriyle tamamladı. Bursa İlmi Araştırmalar Vakfı tarafından organize edilen Bursa İlim Merkezi'nde az sayıda kişi ile birlikte bir dönem özel dersler aldı. 25 Eylül 2001 tarihinde Prof. Dr. Haydar Baş beyefendinin öncülüğünde kurulan Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Ardeşen kurucuları arasında yer aldı. BTP'nin Ankara Büyük Delegesi olarak görevlerde bulundu. Prof. Dr. Haydar Baş öncülüğünde tertip edilen "Tevhidin Merkezi Ehl-i Beyt" panelleri, "Atatürk Vatandır" konferansları ve Dinlerarası Diyalog fitnesine karşı "Dini ve Milli Bütünlüğümüze Yönelik Tehditler" programları, "Yeniden Kuva-yı Milliye" toplantıları, "Milli Kahramanlarımız" programları serisi, "Tam Bağımsız Türkiye" ile "Ermeni Soykırımını Ret ve Ulusal Bağımsızlık" mitingleri, "Ekoanaliz" programları, "Kaybolan Değerlerimiz" programları organizasyonunda görevler aldı. Meltem TV, Mesaj TV, Kadırga TV, Köy TV ekranlarında birçok televizyon programına katıldı. Yeni Mesaj Gazetesi ve İcmal Dergisi'nde yazıları yayınlanan Yusuf Reşit Beyazal'ın Celi Sülüs ve Celi Talik hat sanatı çalışmaları bulunmaktadır. Evli ve üç çocuk babası olan Yusuf Reşit Beyazal, digital sanatlar, PHP, AS (ActionScript) bilgisayar programcılığında başarılı birçok projede imzası bulunmaktadır. 7 farklı Uluslararası kongre ile 100'ü aşkın ülkeden 400'den fazla akademisyenin tebliğ sunduğu Milli Ekonomi Modeli tezinin sahibi Prof. Dr. Haydar Baş beyefendiyi ailesi ile birlikte 11 Kasım 2015 Çarşamba günü Ardeşen'deki evinde ağırlayan Yusuf Reşit Beyazal Arapça ve İngilizce bilmektedir.

 
Buradaki verilerin tüm yayın hakları Gizlitarih.com.tr'ye aittir. Yazılı izin alınmadan veya aktif link verilmeden içeriğin tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve dağıtımı yapılamaz. Aktif link veya adres ve kaynak gösterilerek kullanılabilir.