Bir Ermeni on bin Türk'ü nasıl öldürdü? Gizli Tarih şimdi başlıyor. Çocukluk yıllarında dedem Molla Osman efendi tarafından söylenen şu sözler bizlere öğretildi. Domuzdan post gavurdan dost olmaz. İmam Hatip'te okuduğum yıllarda müslümanın müslümandan başka dostu yoktur diye bize anlatıldı. Üniversite yıllarında ise türkün türkten başka dostu yoktur diye söylendi. Türkler içerisinde ünlü Türk Ermeniler kimler, isim isim bunları sayacak değilim. Ama tarihi bir olayla Ermenilerin önemli noktalara getirilmesini sizlere anlatacağım.
Kaynağımız Antakya haçlı prinkepsliği tarihi kitabı. Şimdiki adıyla Hatay yani Antakya denizden 22 km doğuda bulunuyordu. Çevresi 30 km surlarla [1] çevriliydi. 360 tane kulesi vardı. Bu kulelerden bazıları önemli stratejik bölgelerde bulunuyordu. Doğuda ve batıda büyük kapıları vardı, ama onun dışında bazı küçük kapıları da vardı. Habibünneccar eteklerinde bulunması ve çevresinin önemli büyük surlarla kaplı olmasından ötürü kolay kolay ele geçirilmesi mümkün olmayan bir yerdi. Hatay'ın kenarında Asi nehri, içerisinde ise şimdiki adıyla Hacı Kürüş deresi geçmekteydi.
Selçuklu'ya Melikşah'ın hükmettiği dönemlerdi. Bildiğiniz üzere Melikşah Ehl-i Beyt ekolüne uzak bir insandı. Melikşah 1086 yılında Antakya'yı Alpoğlu Yağısıyan'a verdi. [2] Yağısıyan güçlenene kadar herkesle iyi geçindi, güçlendikten sonra Türklerle arasını açtı, Türk beylerle kavga etmeye başladı. Ermenilerle dost olmaya başladı. Hatta ve hatta Ermenileri önemli noktalara getirmeye çalıştı. Bunlardan birinden bahsedeceğim. Firuz'un babası demir ustasıydı. Firuz ile Yağısıyan o kadar yakınlaştı ki, Hatay'ın yani Antakya'nın en önemli burçlarından biri olan iki kızkardeş kulesi'nin bulunduğu bölgenin denetimini Firuz'a verdi. [3] Firuz ile Yağısıyan'ın samimiyeti kadar ile de kalmadı. Yağısıyan devletin hazinesinden Firuz'a büyük imkanlar verdi. Yağısıyan yönetiminin 11. yılında hemen doğudaki bir başka müslüman Türk beyi ile Rıdvan ile yani Haleb Meliki Rıdvan ile kavga etmeye, didişmeye başladı. Bu didişmeden bir sene sonra tam 1098 yılında Antakya'yı kuşattı. Tüm detaylara inmek istemiyorum uzun bir konu. Çok büyük bir ordu ile Antakya'yı kuşatan haçlılar, 9 ay [4] kuşatma sürmesine rağmen Antakya'yı ele geçiremediler. Bu noktada Ermeni Firuz çok önemli bir iş yaptı. Firuz oğlu aracılığıyla [5] haçlı orduları komutanı Bohemond ile temas kurdu ve kale içerisindeki her bilgiyi ajanlık faaliyeti ile Hristiyanlara bildirdi. Firuz'un müslüman bir kardeşi, müslüman bir karısı vardı. Firuz, müslüman kardeşini kulede uyurken [6] öldürdü, karısını da müslümanlara destek verdiği için kuleden atarak [7] öldürdü.
Firuz bir gece yarısı kuleden sarkıttığı ip merdivenle [8] haçlı askerlerinin gizlice kuleye çıkmasını sağladı. Kuleden kaleye giren hristiyan askerler kale kapısını açtılar ve kısa bir zaman içerisinde binlerde hristiyan kalenin içerisine doluştu. Sabah olduğu zaman facianın boyutları gözler önüne serilmişti. On bir tane müslüman Ermeni Firuz'un ihanetiyle katledilmişti.
Sabahleyin şehre dağılan Haçlı askerleri evlerde ve sokaklarda yaklaşık 10 bin kişiyi katlederek Antakya’yı ele geçirdiler. [9] 3 Haziran 1098 Perşembe günü bu katliamlar oldu. Şehrin sokaklarının her iki tarafı tamamen kokmuş cesetlerle doluydu, dar sokaklarda cesetleri çiğnemeden ilerlemek mümkün değildi. [10] Bu savaşlarda öldürülen Türklerin kanından nehir suyu kıpkırmızı olmuştu. [11]
Bakın böyle bir katliam yok. Müslüman görünümlü ama gerçek manada hiçbir zaman müslüman olmayan bir Ermeni kaleyi hristiyanlara sattı, hristiyanların kaleye girmesini sağladı, bir Ermeni on bir tane müslümanı katletti.
Bunu niye anlattım biliyor musunuz? Bunu şunun için anlattım. Ardeşen'de kuaförüme gittim. Türkiye de, bugünün Türkiye'sinde çok önemli bir noktada bulunan üst düzey bir ismin ermeni olduğundan bana bahsetti. İnanamadım, internetten araştırdım, o ilgili kişinin nüfus kayıtlarına kadar bütün detaylar internete sızdırılmış. Var bunlar gizli bilgiler değil, ben Türkiyedeki ünlü ermeniler kimdir diye anlatacak değilim ama bir gerçek var ki müslümanın müslümandan başka dostu yok, türkün türkten başka dostu yok. Domuzdan post gavurdan dost olmaz.
Selçuklu'nun tanınan komutanı nerede hata yaptı.
1) Hemen doğusunda bulunan bir müslüman Türk beyi Haleb Meliki Rıdvan ile kavga etmekte yaptı. Rıdvan aynı zamanda Ehl-i Beyt aşığıydı.
2) Türkten başka kendisine dostlar edindi.
3) Müslümandan başka dostlar edindi.
4) En önemli noktalara Ermenileri getirdi.
Bunun sonucunda ne oldu? Antakya gibi önemli bir müslüman Türk diyarı hristiyanların eline geçti. [12] 10000 müslüman bir ermeni mühtedinen ötürü vahşice katledildi. Bu da yetmedi. Antakya işgal edilince Yağısıyan doğu kapısından kaçarak Haleb'e doğru gitti. Yağısıyan Ermenaz [13] isimli bir köyde atından düşünce Ermeni bir oduncu tarafından başı kesilerek öldürüldü. Bu yanlış adımlardan ötürü Yağısıyan kendi başının kendi vücudundan ayrılmasına kendisi sebebiyet verdi. Yani Yağısıyan Ermeni hristiyanlara güvendi kellesi Ermeni hristiyanlar tarafından kesilerek öldürüldü. Yağısıyan'ın oğlu Şemsüd devle iç kale de bir süre daha mücadele etti, dışarıda Kürboğa mücadele etti, ama bu iki mücadele sonucunda bile Antakya haçlılardan kurtulamadı. Müslümanın müslümandan başka, Türkün türkten başka bu diyarlarda dayanağı yoktur bunu unutmamanız lazım bunu hiç aklımızdan çıkarmamamız lazım.
Her araştırmamızda olduğu gibi bu toprakların hak dostlarından beyitlerle tamamlayacağız. Şemseddin Sivasi Hazretleri der ki:
Göster cemalin şem'ini [14]
Allah Allah Allah Hu
Yansın od'a [15] peymaneler [16]
Allah Allah Allah Hu
Devlet değil mi aşıka
Allah Allah Allah Hu
Şem'ine karşı yaneler
Allah Allah Allah Hu
Mescid ile medreseyi
Allah Allah Allah Hu
Ismarladık zahitlere
Allah Allah Allah Hu
Hakk'a ibadet etmeye
Allah Allah Allah Hu
Yeter bize viraneler
Bir sonraki araştırmada buluşmak dileğiyle hepinizi Yüce Mevla (cc)'ya emanet ediyorum.
[1] Streck, Antakya, s.457-458, Steven Runciman, I, s.165-166, Yakut’un verdiği bilgiye göre bu
360 burçta 4 bin nöbetçi bulunuyordu. Yâkut el-Hamavî, Mu‘cemü’l-Buldan, I, s.267
[2] Kemaleddin Omar b. Ahmed b. Ebi Cerrade İbnü’l-Adîm, Zübdetü’l-Haleb min Tarihi Haleb,
Tah. Halil el-Mansur, Beyrut 1996, s.212-221
[3] Chanson d'Antioche -The betrayal and capture of Antioch during the First Crusade-, Ayrıca Bkz. Kristin Skottki, “Of
‘Pious Traitors’ and Dangerous Encounters. Historiographical Notioans of Interculturality in the Principality of
Antioch”, s. 86.
[4] Abu’l-Farac, II, s. 339, Ebu’l-Fida, el-Muhtasar fi Ahbari’l-Beşer, II, Kahire h. 1286, s. 210s
[5] Serkan Özer Antakya’yı Haçlılara Teslim Eden Hain Zırh Ustası Firuz Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi
Sosyal Bilimler Dergisi Sayı 58, Haziran 2017, s. 188
[6] Michaud, Haçlı Seferlerinin İlginç Olayları, s. 236-237.
[7] Serkan Özer Antakya’yı Haçlılara Teslim Eden Hain Zırh Ustası Firuz Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi
Sosyal Bilimler Dergisi Sayı 58, Haziran 2017, s. 186
[8] Serkan Özer Antakya’yı Haçlılara Teslim Eden Hain Zırh Ustası Firuz Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi
Sosyal Bilimler Dergisi Sayı 58, Haziran 2017, s. 177
[9] Willermus, I, s.244, Michaud, I, s.150, Urfalı Mateos, Vakayiname, s.196, Smbat Sparapet, Chronicle,
s.50, Gregory Abû’l-Farac, (Bar Hebraeus), Abû’l-Farac Tarihi, II, çev. Ömer Rıza Doğrul, TTK, Ankara 1999, s.340,
Azîmî, Tarih, s.37,
[10] Anonim Haçlı Tarihi, s.105-106, Guibert of Nogent, s.85, Urfalı Mateos, Vakayiname, s.197,
Anna Komnena, Alexiad, s.335, İbrahim Ethem Polat, “Doğu ve Batı Kaynaklarında Haçlı Seferlerinde
Yaşanan İnsanlık İhlalleri”, s.13
[11] Serkan Özer Erzurum Teknik Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, I/1, Aralık 2015, Sayfa 75
[12] Ebru Altan, Antakya Haçlı Prinkepsliği Tarihi Kuruluş Devri (1098-1112, TTK 2018 Ankara, s. 63-65
[13] Şimdi Suriye Haleb kentine yaklaşık 30 km yakınlarındaki bir yerleşim bölgesi
[14] Şem : Mum
[15] Od : Aşk ateşi, ateş
[16] Peymane : Büyük bardak